Ahlaksız Evrim – 12

Sürü lideri erkeğin baskın tutumu ve mevcut gerilimin, grubun fertleri üzerinde daha asosyal davranışlar doğurması gerektiğinden söz etmiştik. Fertlerin iç sesine daha çok kulak verebildiği bu ortamda sanatsal, estetik bakış açısı belki gerilimin boşalması amacına da matuf olarak ilk filizlerini vermiş olmalıdır. Alet kullanılmayan erken dönemlerde sanatın önemli bir işlevi olmasa, olamasa da, sürü lideri / dominant olmayan erkek fertlerin çiftleşmeleri yönünden dez avantajlı bu durumlarını dengeleyecek bir özellik olarak estetik, farklı, yaratıcı bakışın ilk nüveleri bu aşamalarda ortaya çıkmalıdır. Bana göre sanat, sürü lideri ve dominant olmayan erkek fertlerin, çiftleşmeyi başka dinamiklere bağlayabilmeleri için kullandıkları bir araç olarak ortaya çıkmıştır. Sanatın cinsellikle ilintili olduğuna Darwin de değinmiştir. Bunun en önemli kanıtları günümüzde mevcuttur. Sanatsal herhangi bir eserden etkilenme derecesi ölçülebilecek olsaydı günümüzün kadınlarının bu konuda başı çekeceğini bireysel tecrübelerimizden bilebiliriz. Bu gün kadın genomunda böyle bir özellik olabilmesi için, çok eski zamanlarda, kadın fertlerden erkeklerin sanatı kullanarak yaptıkları kurdan etkilenerek çiftleşme olanaklarını çoğaltanların, bu genetik varyasyonu aktarmaya başlamış olması gerekir.

Bunun gibi kanımca bir gösterge aracı olarak günümüz otoritelerinin / devlet erkanının eğilimlerini gözleyerek, erken dönem atalarımızdaki sürü liderlerinin hayata ve olaylara bakış açısı hakkında fikir edinebiliriz. Sosyolojik olarak, sürü liderinin konumu devlet, parti vs. her türlü otoriteye, sürü lideri olmayan genç erkeklerin konumu her türlü muhalif düşünce ve erklere, üzerinde rekabet sürdürülen dişilerin konumu ise kamuoyuna, halk desteğine evrilmiştir.

Devlet yönetimlerinin, yöneticilerinin sanata ve sanatçıya önceden beri gerektiği kadar “sevgi”(!) göstermemesi, hatta bir çok diktatör yönetim tarzlarının sanatçıları, halkla kendileri arasında potansiyel rakip olarak görme eğilimleri erken dönem atalarımızdan bu yana paralel olarak işleyen bir süreçtir. Sürü liderini kaba kuvvetin belirlediği bir düzende sanat, oyunun kurallarını değiştiren ve liderin elini kolunu bağlayan, onu çaresiz bırakan “sinir bozucu” bir işlevdir. Sanat, sürü liderlerinin ileride “zina” olarak niteleyeceği kötü fiilin işlenmesini kolaylaştırıcı, kışkırtıcı bir silahtır. Sanat ancak din ve Tanrı inanışları gibi sürü liderinin egemenliğini pekiştirici bir niteliğe büründükçe lüzumludur. Onun dışında büyük bir suç ve hatta Tanrı fikrinin din haline gelmesinden sonra muhtemelen “günah” da ilan edilecektir.

Ne var ki sanat, estetik, yaratıcılık gibi aktiviteler daha ileri dönemlere karmaşık beyin işlevleriyle karşılıklı etkileşim içerisinde evrimleşerek ulaşacaktır. Sanat ve yaratıcılık, sadece kur yapmaya yaramayacak, alet kullanımı, alet yapımı ve her türlü icadın gerçekleşmesinde ve nihayet erken atalarımızın insan olmasında çok büyük bir etki gösterecektir.

Bazı bilim insanları sanatın ileri dönem bir işlev olduğunu bu nedenle alet kullanma becerisinden sonra gelişeceğini düşünmektedirler. Bence bu yanlış bir düşüncedir. Sanat icrası için erken dönem atalarımızın alet edavata ihtiyacı yoktur. Üretilmiş bir alet kullanmaksızın da, basit bir değnekle toprak veya kum üzerinde normalin ötesinde izler bırakmak, dalları, yaprakları, çiçekleri olağan görünümlerinin dışında kombinasyonlarla yan yana getirmek gibi basit aktivitelerle, “sanattan anlayacak” (!) dişilerin dikkatini çekmek mümkün olabilir. Bu tarz davranışların ilk nüveleri, doğrudan doğruya kur yapma amaçlı olmasa bile yüksek bir stres altında yalnızlaştırılmış erkek fertlerin ortaya çıkarabileceği aktivitelerdir. Sıra dışı bu aktivitelerin dişilerden bazılarının dikkatini çektiği keşfedildikten sonra evrimin şaşmaz ve bilinen çarkları işlemeye başlayacaktır. Doğal seçilim çeşitli malzemenin daha sıra dışı görünümü veya sesleri daha farklı çıkarabilmek gibi yetileri en kısa zamanda ve en iyi şekilde meydana getirebilen fertleri seçtikçe, sanata imkan veren genlerin yolculuğu başlamış olacaktır.

Sanatın, cinsel aktiviteler için gelişmiş olması fikri bazı sanatçılara ağır gelebilir. Fakat, evrim mekanizmalarında herhangi bir özelliğin belirginleşebilmesi için, hayatta kalmak veya üremeyi gerçekleştirmek gibi iki temel işleve hizmet etmesi zorunludur. Sadece sanat değil, ileride detaylarıyla değineceğimiz üzere, insanda veya herhangi bir canlıda gördüğünüz ve görebileceğiniz her türlü vasıf ve özelliğin temelleri muhakkak ve muhakkak bu iki amaçtan birine dayanarak gelişmek zorundadır.

Devam edecek

Ali Aksoy